12 Ocak 2011 Çarşamba

Herşey dozunda

Gidiyorum...
Bu kadar basit söyler o kelimeyi.İşte o an tüm bildiğin küfürleri edersin,o haldeyken bile kibar olabilirsin bazen aptal,öküz,mal dersin sadece.
Ona değil!
Kendine...
Çünkü gerçektende aptal,öküz,mal'ın tekisindir.Seni bitirmeyi, tek kelimeye dökebilen adi bir insanı sevmişsindir.Söylesene var mı senden aptal'ı?
Ama ille topluma uyacağız ya,mazoşistiz ya ondan, öylesi makbul gelir bize.Ancak onlar gelir hakkımızdan.
Hep maskeye bürünmüş olarak sunarlar bunları piyasaya,sende küçük çocuk gibi aldanırsın.Hatta bir süre sonra onu da çocuk gibi görürsün.
"Bırak ya oynasın hayallerimle" dersin.Onu gözünde yükseltir yükseltirsin bir o kadar kendini aşağıya çekerek.
Artık o seni yıkmakla kalmadı ki.Seni sevebilecek değerini bilecek insanları da yıktı.
Güvenilir birine bile nasıl güveneceksin artık.Çünkü ona da güvenmiştin.
Bu kadar aptallığın ardından artık devam etmemeli böylesine, en azından artık normal insan gibi yaşamaya başlamalı.
Yine sev insanları güven onlara ama artık...
Herşey dozunda...

özge
--------------------
Bazı şeylerin gitmesine izin vermek işte bu nedenle çok önemlidir.
Onları serbest bırakmak.
Gevşek olanı kesmek…

İnsanların hiç kimsenin işaretli kağıtlarla oynamadığını anlaması gerekiyor; bazen kazanırız ve bazen de kaybederiz.

Hiçbir şeyi geri almayı bekleme, yaptıkların için takdir edilmeyi bekleme, ne kadar zeki olduğunun keşfedilmesini bekleme ya da aşkının anlaşılmasını.

Daireyi tamamla.

Gururlu, yetersiz ya da kibirli olduğun için değil, sadece artık onun senin yaşamında yeri olmadığı için.

Kapıyı kapat, plağı değiştir, evi temizle, tozdan kurtul. Geçmişte olduğun kişiyi bırak ve şu anda kimsen o ol.


PauloCoelho

1 yorum:

çay da yeni demlendiydi, buyur.